28 Ocak 2014 Salı

MAVİYE BOYASAM..





"Bir boşluk var " dedi Nora.. Tanrıların doldurması için bıraktığı boşluklardan olmayan bir boşluk. Bir şeyler yapıp o boşluğu doldurması gerekliymiş gibi hissettiren bir boşluk.Yarın yine beni oyala diye paçasına yapışacak bir çocuk gibi bir boşluk. Kendine yeterince zaman ayıramadığı anlarda ve vaktin sanki hiç akıp gitmediği hiç geçmediği anlarda beklenmeyen ve hatta istenmeyen bir misafir gibi çıkıp geliveren bir boşluk. zihniyle defalarca alt ettiği , sığındığı yüce gücün ne istiyor bu boşluk sorusuna cevabı zamana bıraktırdığı bir boşluk..

Sahip olduklarının ve olamadıklarının karşılıklı düetini bölen çığlık gibi bir boşluk ,bir tek ben varım hep var olacağım imzasını atan bir boşluk sanki. Nora  hastane koridorunda yürüyor kendi şımarıklığına şahitlik ediyordu acının türlü kostümlerini gördükçe . Nice kayıplar ve ağıtlar boşluğun bir anlık gerçekliğinin dansını yapıyordu kol kola o koridorda. kendine yeter halde iken yetme halini sevmemek ve yetmezliğe düşme halinden ölesiye korkmak. Yalnızlığı aramak ve yalnızlıktan ölesiye korkmak. Aşkı bulmak ve kontrolünde olmayan her duygudan ölesiye korkmak. Çoğalma dürtüsü ve yalnızlığın güvenli gölgesi.Güven duygusu ve monotondan sakınma haline kırbaç sahte arızalar. Bir kelime için zihinde dönen dönme dolaplar .Boşa geçen zamanlar ve zaman nasıl da geçti ler.

"Şükür halinde değilseniz işte tam da bu haldesiniz" dedi, "beni anlamak zor değil". 


BOŞLUK..

13 Ocak 2014 Pazartesi

KUŞ DEĞİL, KAFES..




Nora özgür bırakmak istiyor.. Özgür bırakılmak da istiyordu ,ta ki yaşadığını zannettiği kafesin kapısını isterse açabilir ve uçabilir olduğunu farkedinceye kadar.. Kafesi suçladı, onu kafese koyanları suçladı.. Kafes olmazsa kanatlarını hırçınca çarpıp yaraladığı  sınırlar da olmayacak, istediği diyarlarda kendine istediği gibi bir yaşam kuracaktı.. ne zaman ki o kapı açıldı, ne zaman ki alındı kafesi üzerinden , gidemedi .. uçmak özgürlüktü , hür olmak yaşamaktı .. Bilinmezi keşfetmekti arzusu ama bu arzunun yarattığı korkuyu hissetti nefesinde..  Yalnız olmanın mücadelesini vermeye hazırken , bu müthiş arzuyu kamçılayan o kafesi n varlığını istedi. Uçmak ve geri dönebilmekti asıl isteği alışkın olduğuna.. yalnız uçmak güzeldi ama …. Kilidi olmayan kapılar..daha güzeldi..


ÖZGÜRLÜK ÇELİŞKİSİ

.....

AKIŞIN KABULÜ







Herşey kontrolü altında olunca güvende hissedenlerdendi Nora, kontrol edebildiği kişiler ve sevgiler iyi hissettirirdi kendini. Kontrol edemediği duygularının çıkarıp attığı maskesiydi ayrılıkları.. Akışa teslim olmak çaresizlik gibi gelirdi ve kadere karşı durmak aşkın ta kendisiydi.. Öyle olmadığını anladı .. Sil baştan başladı..

İLİŞKİLER


....

DÜZ AYAK ZAAF



İnsan insanın kurdudur lafını haklı görür Nora, asla sevemedikleri, "eh nötr işte" diyebildikleri ,çok severim ve "canım o benim" dedikleri vardı hepimiz gibi..Hoşgörünün üst sınırına yanaşmayan bir yerde çizgisini belli ederdi  sevgisinin rengi , o çizgiyi aşanları ve o çizgiyle yaşayanları vardı. Henüz tüme varamadı , "gel kim olursan ol gel" diyemedi ,gönül de koydu, kalp de kırdı ,özür de diledi. Bir tek HAYIR demeyi öğrenemedi..


HAYIR MESELESİ


........


10 Ocak 2014 Cuma

KIRMIZI FİL





En çok rüya görmeyi sever Nora, hayatı boyunca okula işine geç kalması bundan. Saat tam sekizde ya da saat tam dokuzda başlamasa mesaisi dünya tersine dönmezdi elbet ama yarım kalan rüyası yeniden kaldığı yerden devam edemeyecek bir sonraki uykusunda .Önemserdi rüyalarını, asırlarca süregelen sembollerin verdiği mesajlarına internetin arama motorlarından bakmak için değildi hevesi, kendisi ile başbaşalığın içe dönüşün iç seslenişin çarenin ve çaresizliğin görülen ama anlaşılamayan rehberiydi rüyaları onun için.. 


RÜYALAR


....


6 Ocak 2014 Pazartesi

NEDENLERİN DOĞUMU ..







Çok sevdiği bir ailesi var Nora'nın , henüz tamamlanmamış bir albümün sayfaları gibi gelişmekte genişlemekte olan bir aile. Annesi , babası ve abisi var en çekirdekte, çekirdek doğrularının temellerini atan bir aile. Çekirdek korkularının , çekirdek hayallerinin ve onu kısa yoldan saadete getiren çekirdek inançlarının tohumlarını yerleştiren ve yeşerten bir aile, hepimizin olduğu gibi. Dünyaya gelirken seçmediğimizi sandığımız rastgele başımıza gelen olayların en başı evebeynlerimize sahip olmak, "acaba gerçekten öyle mi , herşeyin bir sebebi olan bu düzende bu rastgele piyango mümkün mü? diye sordu Nora.. 


HERŞEYİN BİR SEBEBİ VAR

....

GÖRDÜ..



Gören gözleri için şükranlarını sunar yaratıcısına çoğu zaman, gören güzel gözleri ve "şey"leri güzel gören gözleri olduğu için. Yüreğiyle görebildiği anlar için şükür eder ve görmekten kaçmanın faydası olmadığı anlarda alabildiği derin bir nefes için. Neyi görmek isterse onu görebileceğini bildiğini sanırken asıl maharetin görmekten kaçamadığı "şey"lerin de varlığını kabul etmek ve aynı yürek dinginliğiyle hafızasında ona yer verebilmek olduğunu gördü. Aklıyla gördü kalbiyle göremediklerini, sezgileriyle gördü ki görmesi gereken her ne varsa er ya da geç görecekti Nora, korkularını gördü hafızasına buyur etti en cesur sahnesine hayatının.

GÖRMEK

...... 

NE ZAMAN...?





Her şeyin bir zamanı olduğunu böylelikle anladı. Zamanı gelmeyen kararı veremezsin, vazgeçemezsin, ben varım ya da yokum artık diyemez söylenecek onca şeye rağmen söyleyecek tek kelime bulamazsın, zamanı gelmemişse eğer. Ağzından durmaksızın akan kelimeler olur, ucundan bucağından yakalamak istedikçe kaçar uzaklaşır arkasında binlercesi ve gözünü kırpıncaya kadar verdiğin karar tereddütsüz aldığın nefes gibi olağan gerçekleşir her neyin zamanı gelmişse ,tam aksine. Bu çizginin seni ip cambazına dönüştürmesi tam da bunu anlamana kadar devam eder durur, “uğraşırsın” der Nora. kendinle uğraşırsın, olanla olmayanla, nedenlerle nasıllarla , bırakamazsın misal ne hayalini ne kimliğini , ikilemlerin uyutmaz rüyaların uyandırmaz olur seni ,yakasından düşmek nedir bilmez bir girdap gibi çeker haa çeker seni diplere, çırpındıkça batarsın.. Ta ki es nefes "an"  gelir, çabasızlığın bilgelik görünür elinde de müjdesi.. Ektiğin tohumların  bir zamanı ,hasatı ve nadası olacak elbet , "yorulmadın mı" diye sorar Nora. Elbette herşeyin var bir sırası , nizamı ve bilhassa bir doğru zamanı..

ZAMAN



...