10 Temmuz 2014 Perşembe

Geride Kalanlara İlk Cümleler






...

"Elim, kolum,bacaklarım  bana ait bir bedenim, rüzgarda uçurduğum saçlarım ,mutluyken içi gülen gözlerim var sanıyorum hala.. Bitti değil mi gerçekten, giydiğim yerde çıkardığım elbisemmiş o benim.. Geldim.. Hani bembeyaz ışık olup nura varmamışız.. kimsenin yaşını kestirebildiğimde yok.. kendimi hava gibi hissediyorum , rüzgar gibi ,nereye eseceğimi bile bilmiyorum. Bana eşlik eden biri vardı yanımda, onu arıyor gözlerim ama sadece renkler , tek görebildiğim. Yabancı olmayı çok severdim yaşarken, bilmediğim bir suya değsin ellerim basmadığım topraklarda aksın elektriğim isterdim, kimse beni bilmesin ama hatırlasın .. Burası gibi değil o yabancılık , aslında çok da tarif edemedim. Yuvamda gibiyim, anahtarını bulamadığım kapımın önünde bekliyor gibi.. içeri girsem herşeyi dışarda bırakabilecekmiş gibi anlatabiliyor muyum biraz.. şu çaprazımda bozbulanık bir renk çok hareketli, istemiyor burda olmayı belli. Halbuki ne öğrendin geldiğin yerde deseler "kabul vermeyi" demek ilk cümlemdi.. 

burası biraz rüyalara benziyor sanki, kimsenin tanıdık ve de yabancı olmadığı öyle araf bir yer.. birisi havaya sevgi parfümü sıkmış gibi  sarmalanmış hissediyorum sudan çıkmışım ve üstüme bir havlu veren olmuş gibi.. Annemin sırtımı sıvaya sıvaya ısıttığı günler gibi şefkat ve ilgi dolu bir parfüm sıkılmış havaya.. şu çaprazımdaki bozbulanık renk, ona bakıyorum nicedir, yorulmayışına, isyanına kederine bakıyorum.. kimsenin sesinin duyulmadığını söylemiş miydim? Homurdanma bile yok.. bir müzik var sanki notalarına kafası takılıyor insanın.. en derin pişmanlığına ve en nahoş vedalarına çekip ruhunu sapanla fırlatır gibi yükseltiyor sonra gökyüzüne, hazza gidiyor bu yükseliş aşk coşkusuna mutluluk gözyaşlarına ,kucaklaşmalara gidiyor akan gözyaşlarına karışan aşkın  tenine.. film şeridi sandıkları ölürken geçmez miydi gözlerinin önünden, ben yoğun bir mide bulantısı üstümde boşluğun tarifsiz kuvveti ile geldim buraya, ne öne ne geriye saran bir film geçmedi gözlerimden, elini uzatan o masumiyete evet dedim ve geldim.. zaman ver deseniz , belki hatırlayamadığınız bir rüya kadar diyebilirim.

elbiselerim verilse de şahsiyet kazansa yeniden ruhum diye bekliyor insan, sarı bukleli saçlarım vardı benim ve bol rimelli yeşil gözlerim .. neyim kalmış ki geriye ağzımdan bile çıkan "hiç" kelime.. Sesim yok düşünün, çığlığım yok, söylediğim şarkılar yok yan masanın narasına kadeh kaldırdığım bir derdim bile yok.. sahi içtiğimiz kadehleri de saymışlar mıdır ? beni ağlatan ,güldüren o dost meclislerindeki her iç çekiş her serzeniş her sandalyeden düşüşün bile hesabını vereceğiz öyle mi?.. 

renklerin renklere karıştığı alabildiğine bir alan burası,ne alt var ne üst.. ne sağım sağım artık , ne solum solum.. Bir kendinle başbaşalık ki ucu fena kördüğüm.."

Nora meleğinin selamını almış ve" Aleyküm Selam" la birlikte rüya sandığı o aleme geçişini tamamlamıştı bile..


-Araf-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder